SEYAHAT REHBERİ

Kaşifi Pierre Savorgnan de Brazza’dan adını alan, Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti 1880 yılında kurulmuştur ve Fransız mirasından kalma bir çok özelliği taşımaktadır.

Dünyadaki istisnalardan biri olan Brasilia, 20. yüzyılda inşa edilmesine rağmen UNESCO Dünya Mirası onuruna layık görülmüş şehirlerden biridir; neden olduğunu ise anlamak oldukça kolay. 

Bir zamanlar sakınılan bir yer olan Kolombiya’nın başkenti Bogota günümüzde Latin Amerika’nın parlayan yıldızlarından birine dönüşmüş durumda. 

Afrika’nın diğer başkentleri düşünüldüğünde Bissau oldukça sakin bir başkenttir. 

1991’den önce doğan insanların aklında hala Pishpek olarak kalan şehir, günümüzün Bişkek’i, ülkenin en geniş şehri ve başkentidir, üstelik çoğu insan için şehir tarım sektörü konusunda baskın bir özelliğe sahiptir.

Hattie Kasırgası’nın Belize’in başkenti Belize City’i yıkıp geçmesinden sonra, devlet başkentin kıyı şeridinden uzak olması gerektiğini düşünmeye başladı. 

Kentselleşen Afrika’nın en iyi örneklerinden biri olan Banjul, Gambiya’nın en büyük altıncı şehri olmasının yanı sıra aynı zamanda başkentidir de. 

1627’de Karayip Denizi’nin üstünde yer alan Saint Kitts ve Nevis’in başkenti Basseterre, Doğu Karayip’in en eski yerleşim yerlerinden biridir. 

1880’de Fransızlar tarafından kurulan Bangui, kuruluşundan bu yana kurucularının estetik yargılarını canlı tutan bir şehir olmuştur.

Brunei’n başkenti Bandar Seri Begawan mini-Dubai beklentileriyle gelenler için yanıltıcı olabilir; bunun aksine şehir olduka gösterişsizdir.